Baş-Boyun Kanserleri
Baş-boyun kanserleri, ağız, burun, boğaz, sinüsler, tükürük bezleri ve gırtlak gibi bölgelerde gelişen malign tümörlerdir. Genellikle sigara, alkol kullanımı ve HPV enfeksiyonu gibi risk faktörleriyle ilişkilidir. Erken teşhis, bu kanserlerin tedavisinde büyük önem taşır ve cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi gibi yöntemlerle tedavi edilebilir.
İlk Adımı Hemen Atın
Ücretsiz Ön Görüşme
Prof. Dr. Mustafa Deniz Yılmaz ile ücretsiz ön görüşmenizi şimdi planlayın. Tedavi sürecinizde ilk adımı atın ve kişiye özel çözümlerle sağlığınıza kavuşma yolculuğunuza birlikte başlayalım.
Ağız ve Boğaz Bölgesi Kanserleri Nedir?
Ağız kanserleri sıklıkla 40 yaşın üzerinde ortaya çıkar ve erkeklerde oluşma olasılığı kadınlara oranla 2 kat fazladır. Ağız kanserlerinin oluştuğu en sık bölgeler; dil, ağız tabanı, dil köküne yakın yumuşak damak kısımları, dudaklar ve diş etleridir. Ağız kanseri erken dönemde teşhis edilerek tedavi sağlanmazsa yayılarak sürekli ağrı, fonksiyon kaybı, yüz ve ağız deformiteleri, hatta ölümlere neden olabilmektedir.
Ağız Kanserleri ve Dil Kanseri Nedenleri Nelerdir?
Ağız kanserlerinin kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte sigara, tütün ürünleri, alkol, HPV virüsü ve bazı besinlerdeki karsinojen maddelerin ağız kanseri riskini arttırdığı bulunmuştur. Genetik yatkınlıkta ağız ve dil kanserleri için önemli risk faktörleri arasındadır.
Ağız Kanserlerinin Belirtileri Nelerdir?
Ağız içinde veya etrafında, dil üzerinde beyaz veya kırmızı renkli alanlar şeklinde görülür. Eğer altta yatan sebep bir HPV virüsüne bağlı bir lezyon ise daha çok kondilom, siğil şeklinde görülmektedir. Ağızda veya boğazda tekrarlayan kanamalar, seste boğukluk veya boğazda yutulamayan cisim hissi, çiğneme ve yutma güçlüğü, dil ve çene hareketlerinde zorlanma, dil veya ağzın diğer bölgelerinde his kaybı, uyuşukluk, ağızda kitle – lezyon hissi ağız ve dil kanserinin belirtilerinden olabilmektedir.
HPV Virüsü Ağız Kanseri ve Dil Kanseri İçin Risk Oluşturur Mu?
Çok nadir görülen ağız kanseri ve dil kanseri için oral seks ile bulaşan HPV virüsü son yıllarda önemli sebeplerden biri olarak gösterilmektedir. Boğaz kanserine de sebep olan bu virüs ülkemizde de gittikçe artan sıklıkta görülmektedir. Unutmamak gerekir ki, genital bölgede siğil olan ve oral seks hikayesi olan kadınların ağız bölgelerinde kondilom, siğil ve benzeri lezyonların da aynı anda görülmesi bir hekime başvurmalarını gerektirmektedir.
Gırtlak Kanseri Nedir?
Gırtlak kanserleri, Kulak Burun Boğaz Hekimliğinde en sık görülen kanser türlerinden biridir.
Tümör genellikle, çevre organlara ve boyuna yayılmadan önce uzun süre gırtlak içinde sınırlı kalır. Erken tanı ile hastalığın tam olarak tedavi edilme şansı vardır.
Ancak ileri dönemlerde başvuran hastalarda ve bunların tedavisi sonucunda, hastanın yaşam kalitesini düşüren ve sosyal yaşantısında büyük sıkıntılara yol açan kalıcı fonksiyon kayıpları ortaya çıkabilir.
Hastanın ses tellerini tamamen kaybetmesine, konuşamamasına ve çevre ile olan iletişiminin tamamen kopma noktasına gelmesine neden olan gırtlağın tamamen çıkarılması, Hastanın boynunda nefes alabilmesi için kalıcı delik oluşturulması ortaya çıkabilecek sıkıntıların en uç noktasını oluşturur.
Gırtlak Kanseri Kimlerde Görülür?
Gırtlak kanserlerinin, diğer kanser türleri gibi nasıl oluştuğu kesin olarak bilinmemekle birlikte, sigara içimi ile doğrudan ilişkili olduğu ortaya konmuştur. Sigara ile birlikte alkol kullanımı bu riski artırmaktadır.
Gırtlak kanseri genellikle 50-60 yaş grubundaki erkeklerde sık görülür. Ancak giderek daha genç yaşlarda ve kadınlarda da görülmeye başladığı göz ardı edilmemelidir.
Gırtlak Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Maalesef, diğer birçok kanser türünde olduğu gibi gırtlak kanserinin de hastalığa özgü bir belirtisi yoktur. Gırtlak kanserinin belirtileri daha çok organ içindeki yerleşimi ve büyüklüğü ile ilgilidir. Tümör ses telleri üzerine yerleşmiş veya bu bölgeye ilerlemişse ses kısıklığı ve ses kalitesinde değişiklikler genellikle ilk ortaya çıkan belirtilerdir. Bu nedenle uzun süren ses kısıklıkları ihmal edilmemeli ve mutlaka bir K.B.B Hastalıkları uzmanına başvurulmalıdır. Gırtlak kanserinin diğer belirtileri; boğazda takılma hissi, boğazda ağrı, kulaklara yansıyan ağrı şeklinde de olabilir. Bu belirtilerin herhangi bir boğaz rahatsızlığından (örneğin : farenjit) da kaynaklanabileceğine dikkat ediniz. Bu nedenle uzayan her türlü yakınmanız için doktorunuza başvurunuz. Büyük tümörler ise; nefes darlığı, yutma güçlüğü, yutma sırasında ağrı, kanlı balgam gibi belirtiler verirler. Hastada genel düşkünlük hali, kilo kaybı olabilir. Ancak bu belirtiler ortaya çıktığında hastalık oldukça ilerlemiştir. Kanser boyuna yayılmışsa, boynun yan tarafında şişlik ortaya çıkar.
Hastalığın Seyri Nasıldır?
Gırtlak kanserleri, genellikle uzun süre organ içinde kalırlar, yayılımlarını gırtlak içinde yaparlar. Daha sonra çevre organlara ve boyundaki lenf bezlerine yayılırlar. Kanserin, akciğer, kemik, karaciğer gibi uzak organlara sıçrama yapması nadirdir ve genellikle ileri tümörlerde görülür. Bu şekli ile vücudun diğer yerinde beliren birçok kanser türüne göre nisbeten daha ılımlı bir seyri vardır.
Gırtlak Kanserinin Klasik Tedavisi
Larenks kanseri bulunan bütün hastalar için bir tedavi seçeneği vardır. Tedavi türünün seçimi de kanserin larenksin neresinde olduğuna, evresine, kişinin yaşına ve genel sağlık durumuna göre yapılır.
Temel olarak üç tür tedavi yöntemi uygulanmaktadır :
- Cerrahi (kanserli dokunun ameliyatla çıkarılması)
- Radyasyon tedavisi (kanser hücrelerinin öldürülmesi için radyasyon ışınlarının kullanılması)
- Kemoterapi (kanser hücrelerini öldüren ilaçlarla tedavi)
Cerrahi: larenks kanserinin tedavisinde sık kullanılan ve birçok larenks kanserinde en etkili tedavi yöntemidir. Kanserin ve larenksin bölümlerinin çıkartılması için aşağıdaki ameliyatlardan biri kullanılabilir:
Kordektomi: bir ses telinin alınması
Parsiyel larenjektomi: Larenksin bir bölümünün alınması
Total larenjektomi: Larenksin tamamının alınması.
Bu ameliyatların hepsinde boynun ön kısmında nefes borusuna giden bir delik açılabilir ve buradan nefes alınması sağlanır. Total larenjektomide larenksin tamamı alındığından bu delik kalıcıdır. Diğer ameliyatlarda ise, ameliyat bölgesi iyileştikten sonra açılan delik kapatılır. Eğer kanser hücreleri boyundaki lenf bezlerine yayılmışsa veya yayılma ihtimali yüksek görülüyorsa, ameliyat sırasında boyundaki lenf bezlerinin de çıkarılması (boyun diseksiyonu) gerekebilir.
Lazer cerrahisi: Erken teşhis edilen bazı larenks kanserlerinde, kanser dokusunun lazer ışını ile kesilerek çıkarılması
Radyasyon Tedavisi: (Radyoterapi)’ de yüksek enerjili radyasyon ışınları kullanılarak kanser hücreleri öldürülür ve tümörler küçültülür. Radyasyon ışınları, larenks kanserlerinde genellikle boyna dışardan bir cihazla verilir. Uygulama, her gün belli dozda radyasyon verilmesi şeklinde yapılır ve bu tedavi larenks kanserlerinde genellikle 6 hafta sürer. Radyasyonun kanser hücreleri üzerindeki etkisini artırmak için radyoterapi sırasında bazı ilaçların da verilmesi gerekebilir.
Kemoterapide kanser hücrelerinin öldürülmesi için ilaçlar kullanılır. Kemoterapide kullanılan ilaçların bazıları ağızdan alınan haplar şeklindedir; ancak çoğu hastanede uygulanması gereken ve enjeksiyon şeklinde verilen ilaçlardır. Tedavi şekli; tümörün gırtlak içindeki yerleştiği bölge, yayılımları ve büyüklüğüne göre değişir. Hastanın yaşı, genel durumu, akciğer fonksiyonları ve hastanın tercihleri tedaviyi yönlendiren diğer hususlardır. Ülkemizde gırtlak kanserinin tedavisi ağırlıklı olarak cerrahi yöntemlerle yapılmaktadır. Radyoterapi (ışın tedavisi); ses telleri üzerindeki küçük tümörler için veya cerrahi tedaviyi tamamlayan yardımcı bir yöntem olarak 4-6 haftalık kürler şeklinde uygulanmaktadır. Büyük boyutlu yaygın tümörlerin sadece radyoterapi ile kontrol şansı oldukça azdır. Kemoterapi uygulaması (ilaç tedavisi) ise ancak büyük boyutlu yaygın tümörlerde, tümör hacmini küçültmek ve klasik tedavi şekillerine hazırlık olarak uygulanabilmektedir. Hastalığın tedavisinde, erken teşhisin önemi büyüktür. Küçük boyutlu kanserlerde, hastanın genel durumu da müsaitse, gırtlağın tamamının çıkarılmasına gerek kalmadan, kısmi cerrahi ile (konservatif cerrahi), sadece tümörlü kısım güvenli sınırlarla çıkarılmakta ve bu şekilde ses telleri ve gırtlağın diğer bölümleri korunabilmektedir. Bu grup ameliyatların çoğunda boğazda kalıcı delik açılmasına gerek kalmaz. Günümüzde gırtlağın tam olarak çıkarılmasına gerek kalmadan tedavisine imkan veren birçok cerrahi yöntem bulunmaktadır. Bu ameliyatlar ülkemizde, gırtlak kanseri konusunda uzmanlaşmış merkezlerde yapılmaktadır. Halbuki büyük boyutlu ve yaygın tümörlerde, gırtlağın tam olarak çıkarılması gerekli olabilir. Bu durumda, kanseri tedavi etmek için ses telleri feda edilmektedir. Hastanın nefes alabilmesi için de nefes borusu boyun cildine tespit edilir. Bu durumda hastada kalıcı delik oluşturulması zorunludur. Ancak ses telleri çıkarılan hastaların tekrar anlaşılabilir düzeyde konuşabilmesi için birçok yöntem bulunmaktadır. Bunlar arasında hastanın yutak sesini kullanabilmesi konusunda eğitimi, konuşma protezleri sayılabilir. Tümör yeri ve boyutları ile orantılı olarak boyundaki lenf bezlerine yayılım yapmışsa veya hasta bu risk altında ise, boynun tedavisi de ameliyat planına dahil edilir.
Hastalar Ne Kadar Yaşarlar?
Günümüzde uygulanan tedavi şekilleri ile hastaların tam olarak tedavisi ve uzun süreli yaşam mümkündür. Ancak bunun için hastalığın erken dönemde tanısı çok önemlidir. Genel bir ifade ile, ses telleri üzerindeki küçük bir tümörün tam olarak tedavisi ile 5 yıllık yaşam süresi olguların %90-95 inde mümkün olabilmektedir. İleri boyuttaki bir tümörde ise bu oranlar %35-50’ye düşmektedir. Bu bulgular, kanserin erken dönemde tedavisinin ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır.
Tükürük Bezi Kanseri Nedir?
Tükürük bezleri ağız çevresinde ve boğazda yerleşmiştir. Başlıca parotis (kulak kepçesinin hemen altında) submandibuler (çene kemiği altında) ve sublingual (önde dilin altında) bezleridir.
Bütün bu bezler ağzın içine tükrük salgılara parotis üst dişler hizasındaki bir kanalla, submandibuler dil altındaki kanallardan ve sublingual bezlerde ağız tabınındaki küçük kanallardan salgılarını bomboş yaparlar.
Ana büyük bezlere ek olarak yüzlerce daha küçük bez yer almaktadır. Bunlar dudağın içinde, yanağın iç yüzünde yer almaktadır. Tükürük bezleri tarafından üretilen salgı ağzın nemli tutulmasını, sindirim başlamasını sağlar ve dişleri çürümeye karşı korur.
Kanserler Hakkında Uyarıcı İşaretlerin Bilinmesi?
Bir yılda 55000 Amerikalı’da baş ve boyun bölgesinde kanser tespit edildiğini, bunların 13000’ünün öldüğünü ve yine bunların önlenebileceğini biliyor muydunuz?
Tütün bu ölümlerin en çok önlenebilir nedenidir. Her yıl ABD’de 200.000’den fazla insan sigara ile ilişkili hastalıklardan ölmektedir. İyi haber bu sayının sigarayı bırakan Amerikalı sayısındaki artışla beraber düşmesidir. Kötü haberse bazı sigara içicilerinin dumansız tütün, çiğnenebilir tütün kullanımına yönelmesidir ki bunun güvenli bir alternatif olabileceği düşünülse de bu doğru değildir. Bu yalnızca kişideki kanser riskini akciğerlerden dudağa taşır. Akciğer kanseri görülme sıklığı azalırken baş boyun kanseri sayısında artış görülmektedir.
Baş boyun kanserleri erken yakalanırsa tedavi edilebilirler. Baş boyun kanseri erken belirti vermesi özelliği erken tanı konulabilmesini sağlar. Muhtemel uyarıcı işaretleri bilmeli ve doktorunuzu mümkün olan en kısa zamanda uyarmalısınız.
Baş boyun kanserlerinin başarılı tedavisinin erken teşhise bağlı olduğunu unutmayın. Uyarıcı bir takım belirtilerin bilinmesi baş boyun kanserinde yaşamınızı kurtarır.
Neleri Gözlemlemeliyiz?
Boyunda bir şişlik: Baş boyun kanserleri genellikle vücutta herhangi bir yere yayılmadan önce boyundaki lenf düğümlerine yayılır. Boyunda 2 haftadan uzun sürede geçmeyen şişlikler mümkün olan en kısa zamanda bir doktor tarafından görülmelidir. Tabii ki tüm şişlikler kanser demek değildir. Ancak şişlik ya da şişlikler ağız, gırtlak, guatr kanseri, bazı lenf kanserleri ve kan kanserinin ilk belirtisi olabilir. Böyle şişlikler genellikle ağrısız ve gittikçe büyüme eğilimindedir.
Ses değişimi: Pek çok gırtlak kanseri ses değişimine neden olur. 2 haftadan uzun süren ses kısıklığı ya da ses değişimleri doktorunuzu görmeniz açısından sizi uyarmalıdır. Bir Kulak Burun Boğaz ve baş boyun uzmanı; ses tellerinizi kolay ve ağrısız yöntemlerle muayene edebilir. Her ne kadar pek çok ses değişikliğinin nedeni kanser değilse de işi şansa bırakmamalısınız. Eğer ses kısıklığınız 2 haftadan uzun sürerse gırtlak kanseri olmadığınızdan emin olmalı ve doktorunuza gitmelisiniz.
Dudakta büyüme: Dil ve dudak kanserlerinin çoğu geçmeyen yara ve şişliğe neden olur. Yara ve şişlikler iltihaplanmadıkça ağrısızdır. Kanama görülebilirse de sıklıkla hastalığın ileri dönemlerine kadar görülmez. Yara ya da şişlik boyundaki bir kitleye eşlik ederse bu son derece ciddiye alınmalıdır. Diş doktorunuz ya da doktorunuz biyopsi (doku örnekleme testi) gerekip gerekmediğini değerlendirip bu işlem için sizi bir baş boyun cerrahına sevk edebilir.
Kanama: Bu sıklıkla kanser haricinde bir nedene bağlıdır. Bununla beraber ağız, burun, boğaz ve akciğer tümörleri kanamaya neden olabilirler. Birkaç günden fazla bir süre tükürük veya balgamda kanama görülürse doktora görünmelisiniz.
Yutma problemleri: Boğaz ve yemek borusu kanserleri katı gıdaların ve bazen sıvıların yutulmasını zorlaştırır. Gıda belli bir noktada batma hissi uyandırıp ya mideye gider ya da ağızdan geri gelir. Bu durumda bir doktora başvurmalısınız. Genellikle X ışınlı baryum yutma filmi ya da yutturulan bir tüp yoluyla yemek borusunun direkt muayenesi ile neden ortaya konur.
Ciltteki değişiklikler: Baş boyunda çok sık karşılaşılan deri kanseri erken başlanan tedaviye iyi yanıt verir. En sık alın, yüz, kulak gibi cildin güneşe maruz kaldığı yerlerde görülürse de cildin herhangi bir yerinde olabilir. Deri kanseri sıklıkla küçük soluk bir yara şeklinde başlar, yavaş büyür ve ortasında gamze şeklinde bir çukur ve hatta ülser oluşur. Bu alanın bir kısmı iyileşirken daha büyük bir bölümü ülsere kalır. Bazı deri kanserlerinde renk değişimi görülür.
Baş boyunda görülen diğer kanser tipleri arasında; yassı hücreli kanser ve habis melanom sayılabilir. Yassı hücreli kanserlerin bir bölümü alt dudak ve kulakta görülür. Deri kanserine benzer ve erken teşhis edilip uygun tedavi edilirse genellikle daha tehlikeli hale gelmez. Dudakta, yüzde, kulakta iyileşmeyen bir yara varsa hemen doktora başvurun. Habis melanom klasik olarak ciltte koyu mavi siyah renkli değişime neden olur. Bununla beraber herhangi bir bendeki büyüklük, renk değişikliği, kanamanın başlaması da birer sorundur. Yüz ve boyunda özellikle büyüklük ve şekil bakımından değişiklik gösteren mavi siyah renkli bir leke varlığında mümkün olduğunca çabuk zamanda bir deri hastalıkları uzmanına ya da başka bir doktora başvurmalıdır.
Devam eden kulak ağrıları: Yutkunma esnasında kulak ve etrafında oluşan ağrılar boğazda büyüyen tümöre ya da enfeksiyona bağlı olabilir. Böyle bir şikayet; yutkunma güçlüğü, ses kısıklığı ya da boyunda bir şişlik ile beraberse daha da dikkat çekicidir. Bu bulguların en kısa zamanda bir Kulak Burun Boğaz Uzmanı tarafından da değerlendirilmesi gereklidir.
Baş ve Boyun Kanserlerinde Yüksek Riskin Tanımlanması?
Baş ve boyun kanserlerinin %30 kadar bir kısmı sigara kullanımı ve alkol gibi spesifik faktörlere uzun süre maruz kalmayla yakın ilişkilidir. Sigara ve içki kullanmayan erişkinlerde ağız ve boğaz kanserine neredeyse hiç rastlanmaz. Uzun süreli güneş ışığına maruz kalma dudak kanseri ile ilişkilidir ve cilt kanserinin en büyük nedenidir.
Neler Yapmalısınız?
Tarif edilen tüm belirti ve bulgular kanser olmayan durumlarda da varolabilir. Aslında çoğu zaman bu şikayetler kanser dışındaki diğer bazı durumlarda da görülebilir. Fakat bunu iyi bir muayene yapmaksızın söyleyemezsiniz. Bu nedenle bu şikayetlerin varlığında doktorunuza gidin ve emin olun.
Sorularla Baş-Boyun Kanserleri
Baş ve boyun kanserleri nelerdir?
Baş ve boyun kanserleri, ağız, boğaz, gırtlak, burun, sinüsler ve tükürük bezlerinde görülen kanser türleridir. En sık rastlanan türleri arasında ağız kanseri, gırtlak kanseri, nazofarenks kanseri ve sinüs kanseri yer alır.
Baş ve boyun kanserlerinin belirtileri nelerdir?
Uzun süreli boğaz ağrısı, ses kısıklığı, yutma güçlüğü, ağızda yaralar, boyunda şişlik, burun tıkanıklığı, işitme kaybı ve ani kilo kaybı gibi semptomlar baş ve boyun kanserlerinin belirtisi olabilir.
Baş ve boyun kanserlerine ne sebep olur?
En önemli risk faktörleri arasında tütün kullanımı (sigara, puro, nargile) ve aşırı alkol tüketimi yer alır. Ayrıca, insan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonu, özellikle ağız ve boğaz kanserleri ile ilişkilidir. Genetik faktörler ve uzun süreli güneşe maruz kalma da risk faktörleri arasındadır.
Baş ve boyun kanserleri nasıl teşhis edilir?
Teşhis, hastanın semptomlarına göre fiziksel muayene, endoskopi, biyopsi, bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MRG) veya PET taraması gibi görüntüleme yöntemleriyle yapılır.
Baş ve boyun kanserlerinin tedavisi nasıldır?
Tedavi kanserin evresine, tipine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Genellikle cerrahi, radyoterapi, kemoterapi veya immünoterapi kombinasyonları kullanılır. Erken teşhis edilen vakalar, daha az invaziv tedavi yöntemleriyle tedavi edilebilir.
Baş ve boyun kanserlerinin önlenmesi mümkün müdür?
Tütün ve alkol kullanımından kaçınmak, HPV aşısı yaptırmak, güneşten korunmak ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek baş ve boyun kanserlerini önlemede önemli adımlardır. Ayrıca, düzenli diş ve ağız sağlığı kontrolleri de koruyucu olabilir.
HPV enfeksiyonu baş ve boyun kanserlerine nasıl yol açar?
HPV, özellikle ağız ve boğaz bölgesindeki skuamöz hücrelerde değişikliklere yol açarak kansere neden olabilir. Bu enfeksiyon, cinsel temas yoluyla bulaşan yaygın bir virüstür.
Baş ve boyun kanserleri bulaşıcı mıdır?
Kanserin kendisi bulaşıcı değildir. Ancak, HPV gibi virüsler cinsel yolla bulaşabilir ve bu virüsler kansere neden olabilen enfeksiyonlara yol açabilir.
Baş ve boyun kanserlerinin yaşam süresi üzerindeki etkisi nedir?
Yaşam süresi kanserin evresi, türü ve tedaviye yanıt gibi faktörlere bağlıdır. Erken teşhis edilen baş ve boyun kanserlerinde tedavi şansı yüksektir. İleri evre kanserlerde yaşam beklentisi genellikle düşer, ancak tedavi yöntemleri ile yaşam kalitesi artırılabilir.
Baş ve boyun kanserlerinin tedavisi sırasında karşılaşılan yan etkiler nelerdir?
Tedavi sürecinde yutma güçlüğü, ağız kuruluğu, tat alma duyusunda değişiklik, kilo kaybı, ciltte tahriş ve yorgunluk gibi yan etkiler görülebilir. Radyoterapi ve kemoterapi sırasında bu yan etkiler daha belirgin hale gelebilir.
Baş ve boyun kanserleri genellikle erken dönemde fark edilmezse ilerleme eğilimi gösterir, bu nedenle düzenli sağlık kontrolleri ve erken teşhis büyük önem taşır.
Şu an bu yazıyı okuyorsanız bizim gibi Bilgi arayışı içerisindesinizdir.Bu sebeple hikayemizi biraz detaylı anlatacağım ki size belki bir faydam dokunur.Kızım 3 yaşında,düzenli olarak ve ihtiyaç halinde çocuk doktorumuza götürüyoruz.Burun tıkanıklığıyla başladı maceramız.Sürekli açmamıza rağmen geçmeyen bir tıkanıklıktan bahsediyorum.Sonrasında ağız açıklığı,horlama.Bu durumu çocuk doktorumuza sorduğumuz zaman bizi Mustafa Hoca’ya yönlendirdi.Geniz eti büyüklüğünün yapmış olduğu muayene sonrası %90 olduğunu söyledi.İstemediğimiz cümleyi duyduk:’Ameliyat olmalı.’ Hak verirsiniz ki bir anne olarak küçük yaşta bir çocuğu hemen ameliyat etttirmek istemedim.Hatta çocuk doktorumla da durumu paylaştım.O da Mustafa Hoca diyorsa yaptırın,kolay kolay demez dedi.Hemen randevu oluşturduk ve iki gün sonra kuzum ameliyat oldu.Bu ameliyatta zor olan sadece çocuğunuz içerdeyken dışarda beklemekti.Bunun dışında her şey çok planlı ve profesyoneldi.Eve geldiğimiz akşam kuzum horlamadan uyudu ve biz bu duruma inanılmaz şaşırdık.Herhangi bir olumsuz durum yaşamadık.Mustafa Hoca’ya sonsuz teşekkürlerimizi bir kere daha iletiyorum.Programlamayı yapan Ayşegül Hanım da bizi çok iyi yönlendirdi.İyi ki yollarımız kesişmiş.Uykular horultusuz,çocuklar mutlu olsun❤️
Semptum perforasyonu şikayeti ile gittim doktor beye. Muayene sonucunda rahatlıkla kapatabileceğini söyledi. Nisan 2024 te ameliyatımı oldum. Aynı zamanda deviasyon ve burun ucu estetiğini de beraberinde gerçekleştirdi. Önceliğim tabi ki perforasyonun onarılması idi. Çok şükür delik kapandı ayrıca güzel de bir burnum oldu. Hala iyileşme sürecim devam ediyor uzun ve zor bir ameliyattı ama sağlıklı nefes alabiliyorum. Bu süreçte Ayşegül hanım da hep bir telefon uzağımdaydı. İlgi alakası için ayrıca ona da çok teşekkür ediyorum 😊
Septal perforasyon şikayetiyle hocama basvurdum.ameliyat oldum şuan ameliyatımın üzerinden 5 ay geçti ve ciddi anlamda o kadar rahatladimki..çok teşekkür ederim hocam ve ekibine...
Septal perforasyon Yıllar önce geçirdiğim bir burun ameliyattan dolayi 2 tane kocaman delik oluştu ve burunda hiçbir şekilde kıkırdak bırakılmamıştı burnumda ki kıkırdağın hepsini ainmasindan dolayı çok zor nefes aliyordum birçok araştırma yaptım ve birçok doktora başvurdum çok riskli ameliyat olduğunu söylediler yapamayız dediler çok uğraştım çok araştırdım en son Mustafa Deniz Yılmaz hocam da tanıştım kliniğini buldum ve muayene olmaya gittim riskli bir ameliyat olduğunu söyledi ama yapabileceğini söyledi aslında biraz korkularım vardı ama muayeneden sonra bana o korkuyu yendirdi septal performasyon ve estetik ameliyatı oldum yaklaşık 11 saat sürdu 4ay oldu mükemmel sonuç aldım burnumdaki delikler kapanmış kaburgadan alinan kıkırdakla burnumu tekrar eski halinden daha güzel oldu çok rahat nefes alabiliyorum Mustafa hocama çok teşekkür ederim çok iyi bir hoca bence bu alanda en iyisi
Gayet güzel acısız bir şekilde burun içinde delik onarımı yapıp sağlığıma çok çabuk kavuşmuş oldum hocamız sayesinde tekrar teşekkür ediyorum
Biz Van dan kalkıp Antalya ya Mustafa Deniz Yılmaz hocam için geldik gayet samimimi ve çok yardımcı oldu bize, birebir ilgilendi .. ameliyatım çok zordu Septal perforasyon (burun içinde delik )tanısı vardı.Gittiğimiz bir çok doktor bunun zor ve sayılı yapan kişilerin olduğunu söyleyip Mustafa deniz hocama yönlendirdi. çok güzel ilgilendi ve ameliyatımı başarı ile yaptı ona ve ekibine çok teşekkür ederim..İyiki varsınız.
Sayın hocam evvela teşekkür ediyorum. İlk başlarda 5 6 saat kullandık, sonra düşe düşe 1,2 saat kullanıyorum Bi sorunum yok teşekkür ediyorum
Yaklaşık nerdeyse iki ay boyunca çeşitli hastanelerde vertigo teşhisi ile tedavi gören ama bir türlü sonuç alamadığımız annemi götürdüm Mustafa hoca detaylı muayene ve odyologlar eşliğinde yapılan testler sonucunda denge sinir iltihabı geçirdiğini tespit etti tahmini 4 hafta süreceği ön görülen tedavi uzman odyologlar eşliğinde nerdeyse 2 haftada bitti şuan durumu çok iyi normal hayatına döndü emeği geçen herkese teşekkür ederiz 🙏🏻
Öncelikle deniz hocama ve tüm çalışanlarına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum uzun dolaşlar sonucu tavsiye üzerine deniz hocamı buldum hayatımın bütün rutinini bozan baş dönmesi sıkıntımı çözdü Allah razı olsun SAYGILAR
Kızım 6 yaşında geniz eti ameliyatı oldu.Çok şükür şimdi çok iyi.Hocamın bilgisine ve tecrübesine güvendiğimiz için tercih ettik ve yanılmadık.Hekim olarak tavsiye ederim.
Hocamdan Allah razı olsun 2023 yılının Ocak ayında septum perfosyonu(burun içi delik kapatma ) ameliyatı yaptı şu anda onun sayesinde rahat nefes alabiliyorum.Kaç tane doktora gittiysem burun içinde oluşmuş delik ile yaşamaya alışmalısın dedi.Bu ameliyatta uğraşan ve başarılı olan ender doktorlardan birisidir.9 saat süren ameliyatı son derece başarılı şekilde gerçekleştirdi.Kendisine ne kadar dua ve teşekkür etsem azdır.
Radikal mastoidektemi ameliyatlısı bir hastayım. Bilmeyenler için söyleyeyim kulak için ciddi bir rahatsızlıktır. İşinin ehli bir doktora gitmeniz gerekir. Ne mutlu ki bana hocamı buldum. Hocamızın bilgisi, tedaviye yaklaşımı ve hastaya karşı nezaketi muazzam. Çoğu doktor kulağımı temizlemeye korkarken kendisi bana yıllar sonra denize girebileceğimin müjdesini verdi. Bir hasta olarak ilk andan itibaren kendimi güvende hissettim. Gönül rahatlığıyla kendinizi emanet edebilirsiniz. Hocam iyi ki varsınız...
Anestezi Tipi: Genel
Operasyon Süresi: 2-3 Saat
Ağrı: Hafif
Hastanede kalış süresi: 1 gece
İyileşme Süresi: 7 gün
Formu Doldurun
Sizi Arayalım
İlk Adımı Hemen Atın
Ücretsiz Ön Görüşme
Prof. Dr. Mustafa Deniz Yılmaz ile ücretsiz ön görüşmenizi şimdi planlayın. Tedavi sürecinizde ilk adımı atın ve kişiye özel çözümlerle sağlığınıza kavuşma yolculuğunuza birlikte başlayalım.